9 Eylül 2015 Çarşamba

Zoraki otorite

Ülkenin bulunduğu coğrafya ve onun ürettiği düşünce biçimi, en temel meselelerde bile,evrensel söylemlerin,tezlerin,eleştirilerin üzerine bir yığın parametre daha ekliyor. Bununla beraber gücün dayattığı ‘’gri’’ ve hiç anlaşılmaz dil, düşünsel üretim sahalarında daha fazla mesai demek oluyor. Dahası, her geçen gün kutsanan akıl almaz davranış biçimleri, bu parametrelere daha yüzlercesini ekliyor. Peki bunlarla uğraşmak, bu coğrafyaya insani normlarda bir şeyler katıyor mu yoksa üretilen bu ‘’akıl tutulması’’ ürünlerin dehlizlerinde bizi mi oyalıyor? Bu düşün ürünlerinin fiziki yansımalarını pozitife çevirecek ehil insanların, kural koyucular gözündeki değersizlikleri ve değersizleştirilmeleri de bu dehlizleri daha da çıkılmaz hale getiriyor. Güç, zoraki otorite olmaya çalıştıkça,izansızlığı da apaçık beliriveriyor.

3 Nisan 2014 Perşembe

http://www.izlesene.com/video/bulutsuzluk-ozlemi-kaybolan-sehir/6858832

2007 baharında bir akşamüstü sahilden geçerken, arabayı kenara çekip banka oturamamın verdiği bir eziklik vardır hep içimde. O gün şöyle demiştim : ''Tüm sıkıntılarım bittiğinde, bir bahar günü bu bankta oturup, çayımı yudumlayacağım''...

O zamandan beri bu sıkıntıların bitip tükenmesini bekledim hep. Ama bitmediler bir türlü. Sürekli sabrettim. Üzerinden 7 sene geçti ve ben hala bir bahar günü o bankta oturup, bir yudum çay içmenin hayalini kuruyorum.

Bu şarkı o yüzden anlamlı gelir bana. Yine bir bahar günü keşfettim bu şarkıyı. Dinlediğimde ruhuma zerkettiği o huzuru her seferinde hissediyorum.


24 Ocak 2014 Cuma

Kadınlarım

Umarım hala okuyan vardır,tam emin değilim.

Bugün isimlerini yüksek sesle söyledim işyerinde. Yalnız başımaydım. Yalnız kalınca hep aklıma gelirsiniz. Yolladığınız maillere bakarım ara sıra. İsimlerinizi tekrar yazarım. Yüzünüzü unutmak kolay olabiliyor ama isimlerinize yüklediğim anlamları bertaraf etmek hiç de kolay değilmiş. Tekrar ediyorum sürekli. Hala heyecanlanıyor muyum acaba isimlerinizi telafuz ettiğimde?

İnsanın kendine yapacağı en büyük kötülüklerden birisidir. Geçmişi geçmişte bırakamazsan,şimdinin tadını alamaz,geleceğin hayalini bile kuramazsın. Bu kötülüğü hep yaptım kendime. Bunun nedeni sürekli kendi adıma çıkarımlar yapmaktı. Hep kendime attım suçu,siz hep haklıydınız. Ben düzelttim kendimi ama size neler oldu hiç bir fikrim yok. Merak ediyorum evet. Benden sonra değiştiniz mi çok? Çocuk gibi misiniz hala? Aşık olduğunuz adamların sizden gizlediği şeyler var mı? Kıskançlık krizlerine giriyor musunuz?

Evet,alttan alttan suçu sizede atıyorum. Aşık olduğunuz adamı, başka karakterlere çevirmeye çalıştınız ama olmadı. Ağır geldi bu yük değil mi?  Hadi itiraf edin!
Peki bu savaşı verirken bu adamın hayatında dönüşü olmayan izler bıraktığınızı da biliyor musunuz?

Bilmezsiniz ve hiçbir zamanda bilmeyeceksiniz. Sizi büyüten kadınları çok iyi tanıdığım için bilmemenizi çok olağan karşılıyorum. Dünya hep sizin etrafınızda döndü her zaman.Sizi büyütenlerin tek emeli sizi birilerine vasıf sahibi köleler yapmaktı. Kendi kararlarınız hiç bir zaman olmadı. Çünkü öyle teslim olmuştunuz ki, zaten birileri sizin yerinize karar veriyordu. Size bu özgürlüğü veren birine tabii ki tanıdık bir tavırla yaklaşmayacaktınız.

İsimlerinizi yüksek sesle söyleyerek, o eski heyecanlarımı yok edeceğim yavaş. Sizi azad ettim çoktan. Silüetler hiç bir zaman gitmeyecek ama emin olun. İsimleriniz,bedenleriniz... Size ait her figüre anlam yükledim ben. Bir gün metroda en dipte kitap okuyan birisi,ertesi gün başını önüne eğmiş derse yetişen uzun boylu bir öğrenci... Bu figürler hiç bir zaman ölmeyecek,dolayısıyla sizde...

19 Ocak 2014 Pazar

Yazacak herşeyin tükendiğini düşünüyorsun ve yazmıyorsun. Başka bir nedeni yok.

8 Ekim 2013 Salı

Aptal aşık zırvalarım almış başını gidiyor yine. Miieeehh!

6 Temmuz 2013 Cumartesi

Dönsem ya geriye

Eski e postalarına bakıyorum uzun zamandır. Bu blog üzerinden esrarengiz mesajlar atıp,daha sonra dayanamayıp kimliğini bana ifşa etmiştin. Psikolojik çıkmazlardaydın,bende elimden geldiğince sana yardımcı olmaya çalışmıştım.

Yaklaşık 2 sene geçti üzerinden ama yazdıkların şu anda çok değerli benim için. Karşımda aşkını itiraf edemeyen bir kadının çırpınışlarını görüyorum o maillerde. Ne güzel şeyler yazmıştın bana o zamanlar.
Bende asıl merak uyandıran, böyle güzel duygulara sahip bir insan ne oldu da o duyguları terkedebildi? Problemli birisi olduğum daha en başında söylemiştim sana? Sabretseydin? Yada bahçede, üstüne basa basa ''lütfen,bir kez'' diyerek gösterdiğin, beni de sana aşık eden o cesareti gösterseydin ya ''bir kez'' daha?

Her geçen gün geçmişe dair bir şeyleri unutuyorum ama bir tek sen taze kalıyorsun. Neydi bu kadar bağlayan? İlginç olan, bende aşk bir öncekini yok edip her seferinde dahada artıyor. Senden öncekileri yok saydım,hatırlamıyorum bile. Senden sonrası olacak mı orası meçhul. Pek de istemiyorum açıkçası ama nereden ne çıkacağı belli olmuyor.

Yine senin için yazdım. Belki okursun diye...

14 Mayıs 2013 Salı

Paradoks

Okul kimlik kartımı elime aldığımda, sürekli baktığım tek kelime vardı. ''ÜNİVERSİTESİ''. Çocukluğumuzdan beri toplumda düzgün bir birey olmanın da ötesinde ''üniversiteli olmak'' bir değer olarak sunulduğu için,yukarıda yazdığım şey gerçek oldu. Bir sürede devam etti. Gerçek olup olmadığına bile bazen inanmak istemiyordum.

Üniversiteli olmaktan dolayı muzdarip değilim. Fakat götürdüklerinede bakınca hala bir ''hayal'' içinde olduğumu düşünüyorum. Bu sürecin hayal mi,gerçek mi olduğunu açıkçası bir türlü idrak edemedim. Bu durum çok farklı şeylerin olmasına sebep oldu diyebilirim. Çok iyi bir öğrenci olamadım mesela. Nacizhane bir tasarımcı adayı olarak, projelerim üzerine çok hayal kuramadım. Karşı gelmedim hiç bir şeye,sadece bu dünyaya zihinsel olarak bir türlü kanalize olamadım.

Bu sürecin benden götürdüklerinden bahsettim. Evet.gitar çalmayı bıraktım. Konserlere gitmemeye başladım. Uzun yürüyüşleri bıraktım. Bisiklet binmeyi bıraktım. Yani kısaca sahip ritüellerden,tutkularımdan koptum. ''Süreç bunu yapmaya zorladı'' diye bir bahanenin arkasına da gizlenebilirim. Bilemiyorum ama mecbur kaldım  bu olanlara.

Şimdi geceleri geç saate kadar uyanık kalıyorum. Neden? Yarın olmasın diye.Elimden herşey gitti,şimdi yeni tutkular peşinde koşuyorum. TV'de ki dizilerin manyağı olmak istiyorum. Galatasaray'ın gollerini izliyorum. Eksik kalan birşeyleri bunlarla doldurmaya çalışıyorum. Hep bi boşluk var biryerlerde.

Bu vaziyet bir süre daha devam eder. Ne kadar sürer bilmem. Yakın zamanda bir son vereceğimi umuyorum şimdilik,yoksa dünyaya dönmek zor olacak.