23 Kasım 2011 Çarşamba

Tespit


Bohem yaşayan kadınlar vardır mesela. Üniversite biter,para kazanmayada başladığı zaman bir özgüven gelir. Şuursuz bir özgüvendir ama. Üniversitedeki pompa sayısını katlarda katlar. Sonra yaş kemale ermeye başlayınca o özgüven artık yavaş kadına kaçmaya başlar ve kendini sorgular. Yavaş yavaş beyaz gelinlik sahnenin bazı yerlerinde görülmeye başlar. Şansına harika bir erkek çıkar karşısına. Bu zamana kadar hayatına sınır koymayan kadın artık yaşamak istediği hayatın sınırlarını karşısındaki o beyaz atlı prense koymaya çalışır. Özgüven hala devam etmektedir. Ama erkek öyle değildir. Sınırları her zaman kendi çizer. Bu özgüven falan değildir. Genetiktir biraz. An gelincede yukarıda ki tepkiyi koyar,dönüp bakmaz bile. Çünkü hayat bir kadının egolarında yaşayacak kadar ufak değildir bir erkek için.

20 Kasım 2011 Pazar

Tespit

Çok fazla konuşmayınca,düşünmeye daha çok vakit kalıyor kanımca. Düşünmek bir ömür sürer,konuşmak 1 dakika.

18 Kasım 2011 Cuma

İyi şeyler oluyor

Firstly!!! Şaka şaka,essay mi yazıyorum sanki,hayır!

Sonunda çatıya odayı yapıyoruuuz. Gosgocamanından hemde. İç Mimar olacağım inşallah ama 2 gündür gidip bakmadım bile ne yapılıyor diye. Uzak değil zaten,hemen üst katım. Yıllardır istediğim şey gerçek oluyor. Çizim masama yer bulamadığım için yaptırsamda bu mekanı, o kadar sene beklediiiim, ben oraya stüdyomu kurarım arkadaşşş!!!! Gelsin bakalım TAMA davullar,Marshall amfilerrrr...

Geçmiş ritüeller üzerine yazacağım yine bi ara. Bi ara başlamıştım ama tam konsantre olamamıştım,yarım kalmıştı. Bu sefer ciddi manada başlıyorum. Merak edenlere anlatayım,çok basit. Önceden neler yapıyordum (eski ritüeller),şimdi neler yapıyorum (mevzut ritüeller).

Bu sayfa sanki eski aşklara yazılmış gibi duruyor uzaktan ya :) Şööyle bi alıcı gözüyle baktımda sayfaya,çocuğum olsa sevilmez yani...O dereceeee.. Ehem,öhöm..hemen düzeltiyorum. Yani bundan sonra düzelecek öyle diyeyim.

Bu arada istediklerimin olmadığı konusunda ne kadar şanslıyım,hiç birisi olmuyor. Sevdiğim kadınlar mesela. Bu da olmadı. Aslında ciddi mi yazsaydım bunu? Ne biliyim gören falan olur diye şey ettim. Görsün herkes bu saatten sonra,CIA'de izlesin sayfamı,MİT'de görsün,ne yapayım. Harun komiserin dediği gibi '' Seviyoruuum merkeeezzz!!'' =) I used to sev :) Seviliyordumda hani... Bu işleri bu kadar olağan hale getirsen yine ve yine benim. Alıştım artık ne yapayım. Çok normal şeyler artık benim için. Baş ağrılarım benimle arkadaş olduğu için neye üzülüp üzülmediğimi bile anlamıyorum. Çünkü o ağrı hiç geçmiyor. Yine melankoliğe bağladım,tamam,yeter susuyorum....tıp!

Ama son kez söyleyeyim şunu ve bu postuda sonlandırayım. Seviyordum gerçekten.

Hadi bakalım,selametle!!! Balık yiyin!