14 Ağustos 2012 Salı

Selçuk yapmaz öyle şeyler!

Buraya bile yazarken kendimi ''örnek adam'' modunda buluyorum nedense. Çünkü ailede bir örnek görülme durumum var. Öncelikle bir ''abiyim''. Benden küçük kardeşim var. Ona örnek olmak zorundayım. Bilmem yada ben öyle hissediyorum. Esasında bu durum insanın omzunda büyük bir yük. İster istemez bu insanı kurallara itaat eden bir birey haline getiriyor.

Sadece abi olmak değil mevzu bahis,evin büyük evladı olmak. Baba senden bir şeyler bekler. Aslında sağ kolusundur babanın. Olmadığı zamanlarda yerini doldurursun. Bu yerini doldurma olayı aile şirketi sahibi olmaktan ileri geriyor. Hani şöyle söyleyeyim, bir çılgınlık yapma şansın yoktur.

Arkamdan hep şunu söyletmek isterim. ''Selçuk yapmaz öyle şeyler!!'' Neden yapmayayım ki? Neden toplum nezdinde kabul görmüş değerleri benim üzerime yüklerler ki? Hayatın size sunduklarını benimsemek zorunda mıyım? Bu soruyu aslında çok geç soruyorum. Benimsedim küçüklüğümden beri. Okulda örnek kişi oldum,çalışırken öyle oldum,ailede örnek oldum,sülalede örnek oldum falan filan.

Şimdi aykırı şeyler yapma hevesim var. Şöyle ki, bir gece çantamı alıp ilk uçak nereye giderse oraya gitmek. Yada kendime bir motorsiklet almak,kimseye sormadan. Bazı yapmam gereken şeylerin hep izne tabii olarak yapılması gerektiğini düşündüm hep. Düşündürdüler. Kimseye zararı olmadıktan sonra özgür davranabilmemin kime ne zararı var? Nedense hep bir kontrol mekanizması.

''Selçuk öyle şeyler yapmaz!!'' Yapsın bi kerede,n'olcak ki? Selçuk alsın çantasını gitsin bir yerlere. Kimseye sormasın. Alsın motorsikletini,binemesin mesela. Ama alsın o motosikleti.

İlk yazdığım cümledeki gibi. Burada bile kendimi sınırlama durumum var, örnek edilme hissi yüzünden. Neden istediğim gibi küfür edemiyorum ben? Hiç sinirlenmiyor muyum ki? Yoksa sistemin adamı olduğu mu falan mı zannediyorsunuz? Aklında onca şey dönen ben, şuraya gelince bir anda takım elbiselerimi giyip ciddi şeyler yazıyorum. Küçüklük korkum hep. ''Selçuk öyle şeyler yapmaz!!!''

Mahalleden geçerken komşular görüp yanına çağırıyor,hep aynı şeyleri söylüyor. ''Sen küçükken çok akıllıydın Selçuk.'' Evet, kardeşim çöpten bulduğu pet şişeyi götünün altına alır yokuştan aşağı kaymaya başlardı. Ben onu izlerdim. Niye? Üstüm kirlenmesin diye. Kardeşim eve pislik içinde dönerdi,annemde kızarak,söylenerek banyoya sokar, yıkardı. O güzel banyodan sonra gider mışıl mışıl uyurdu. Ben? Annemin en temiz oğlu olurdum, sokakta hiç birşeye bulaşmadan oturarak.

Şimdi rollerimiz değişti ama kardeşimle. Artık o tertemiz giyiniyor.  Mesela çocukluğuma inat 1 hafta aynı pantolonu giyiyorum. Kim ne der takmıyorum. ''Yaşın büyüdü,çalışıyorsun,üstüne başına dikkat et diyorlar'' ama sıkıldım ben o temiz çocuk zırvalarından.

Kirlenmek istiyorum her çocuk gibi. Çocukluğumun sokaklarında,kardeşim gibi hiç bir şeyi düşünmemek istiyorum. ''Zamanında kirlense miydim acaba'' diyorum hep. Şimdi pislenmeye başladığımda çok kir gösteriyorum. Hala arkamdan insanların söylediklerini duyuyorum. ''Selçuk yapmaz öyle şeyler'' diyorlar.

Hala emin değilim,desinler mi demesinler mi? Zamanında pislenseydim eminim demezlerdi. Ama şimdi çok kir gösteriyorum,hala çocukluğumun temizliği var yüreğimde. Tek değişen pantolonum. Onu kirletebiliyorum sadece.