15 Mayıs 2012 Salı

böyle bir ben

tadını çıkarmak lazım
özgürce,hiç yılmadan
içine çeke çeke hayatı
her nefes alışa
atılan her adıma
içilen bir bardak suya
her bir lokmaya
binlerce teşekkürle
seyrebildiğimiz güneşe
atan kalbimize
tadını çıkarmak lazım
dün bugünden daha iyiydi hep
geçmişe pişman olmamak
bugün uğraşmak
yarına koşmak
bir selam bin mutluluk
koşmak lazım çocuklar gibi
nefes nefese
eski baharların çimen kokularına
incitmeden
kırmadan
hayalleri yıkmadan
şimdiyi hatırla hep
ihtiyacın olur bi gün
ıslanmasın gözlerin
illaki akacaksa bir kaç damla

lütfen hayat!!!

lütfen,o da mutluluktan...

2 Mayıs 2012 Çarşamba

Gerçek zamanlı yazıyorum, sevgili blog!

Bugün 2 Mayıs 2012 Çarşamba,saat 10:15 falan. Mimarlık tarihi dersindeyim. ''Slaytlarla, mimarlık tarihinde önemli olan yapıları gösterme'' klişesinden öteye geçememiş bir geleneğin bataklığındayım yine. Kabulleniyorum,tamam. Daha çekilmez olan nedir biliyor musunuz? Dersi İtalyan bir hocanın İngilizce anlatması. Hocanın karakterine lafım yok ama şu anda herşey bir ninni gibi geliyor bana. ''Beautiful facade,functional elements...look at all these apartments...'' v.s v.s v.s.

Bir yada iki kişi var tam anlamıyla ilgilenen. Bir tanesi sadece not alıyor diğeride ikinci üniversitesini okuyan İşletme mezunu gücün kölesi bir Bilkentli. İngilizceside var maşallah,entel takılmaya çalışıyor hocanın gözünde,sorular soruyor falan...  Yanımdaki hatunda Blackberry'den mesaj yazıyor... ''Pıt pıt pıt'' sesler geliyor klavyesinden.

Az önce haberlere baktımda, bilim insanları Çarşamba gününün aşık olmak için en iyi gün olduğunu bulmuşlar. Cuma gününe randevu verilip uzun ilişkilere yelken açabiliyormuşuz. Ama arada Perşembe kalıyor. Perşembe günüde en iyi seks günüymüş. İlginç ama. ''Çarşamba günü aşık oluyorsun,Perşembe yatağa atıyorsun'' gibi bir ilişki geldi direk aklıma serbest çağrışım yaparak.

Dün kardeşime Matematik çalıştırırken ''Rasyonel'' düşünmenin aslında beyni ne kadar etkili çalıştırdığını farkettim. 4. sınıf Matematik dersini çalıştırırken bunu farketmem daha ilginç ama. Kendimi görüyorum küçük kardeşimde. Matematiğe ilgisiz o da. Ama neden ilgisiz olduğumu onda gördüm. Soru sormuyormuşum. O da pek sormuyor. ''Anladın mı'' diyoru, ''Evet'' diyor üstün körü. Soru sormayı bilseydim o zamanlar Matematikle aram iyi olabilirdi belkide.

Yine çok sevdim seni blog! Güzelsin,iyisin falan. Bitti!