8 Ekim 2013 Salı

Aptal aşık zırvalarım almış başını gidiyor yine. Miieeehh!

6 Temmuz 2013 Cumartesi

Dönsem ya geriye

Eski e postalarına bakıyorum uzun zamandır. Bu blog üzerinden esrarengiz mesajlar atıp,daha sonra dayanamayıp kimliğini bana ifşa etmiştin. Psikolojik çıkmazlardaydın,bende elimden geldiğince sana yardımcı olmaya çalışmıştım.

Yaklaşık 2 sene geçti üzerinden ama yazdıkların şu anda çok değerli benim için. Karşımda aşkını itiraf edemeyen bir kadının çırpınışlarını görüyorum o maillerde. Ne güzel şeyler yazmıştın bana o zamanlar.
Bende asıl merak uyandıran, böyle güzel duygulara sahip bir insan ne oldu da o duyguları terkedebildi? Problemli birisi olduğum daha en başında söylemiştim sana? Sabretseydin? Yada bahçede, üstüne basa basa ''lütfen,bir kez'' diyerek gösterdiğin, beni de sana aşık eden o cesareti gösterseydin ya ''bir kez'' daha?

Her geçen gün geçmişe dair bir şeyleri unutuyorum ama bir tek sen taze kalıyorsun. Neydi bu kadar bağlayan? İlginç olan, bende aşk bir öncekini yok edip her seferinde dahada artıyor. Senden öncekileri yok saydım,hatırlamıyorum bile. Senden sonrası olacak mı orası meçhul. Pek de istemiyorum açıkçası ama nereden ne çıkacağı belli olmuyor.

Yine senin için yazdım. Belki okursun diye...

14 Mayıs 2013 Salı

Paradoks

Okul kimlik kartımı elime aldığımda, sürekli baktığım tek kelime vardı. ''ÜNİVERSİTESİ''. Çocukluğumuzdan beri toplumda düzgün bir birey olmanın da ötesinde ''üniversiteli olmak'' bir değer olarak sunulduğu için,yukarıda yazdığım şey gerçek oldu. Bir sürede devam etti. Gerçek olup olmadığına bile bazen inanmak istemiyordum.

Üniversiteli olmaktan dolayı muzdarip değilim. Fakat götürdüklerinede bakınca hala bir ''hayal'' içinde olduğumu düşünüyorum. Bu sürecin hayal mi,gerçek mi olduğunu açıkçası bir türlü idrak edemedim. Bu durum çok farklı şeylerin olmasına sebep oldu diyebilirim. Çok iyi bir öğrenci olamadım mesela. Nacizhane bir tasarımcı adayı olarak, projelerim üzerine çok hayal kuramadım. Karşı gelmedim hiç bir şeye,sadece bu dünyaya zihinsel olarak bir türlü kanalize olamadım.

Bu sürecin benden götürdüklerinden bahsettim. Evet.gitar çalmayı bıraktım. Konserlere gitmemeye başladım. Uzun yürüyüşleri bıraktım. Bisiklet binmeyi bıraktım. Yani kısaca sahip ritüellerden,tutkularımdan koptum. ''Süreç bunu yapmaya zorladı'' diye bir bahanenin arkasına da gizlenebilirim. Bilemiyorum ama mecbur kaldım  bu olanlara.

Şimdi geceleri geç saate kadar uyanık kalıyorum. Neden? Yarın olmasın diye.Elimden herşey gitti,şimdi yeni tutkular peşinde koşuyorum. TV'de ki dizilerin manyağı olmak istiyorum. Galatasaray'ın gollerini izliyorum. Eksik kalan birşeyleri bunlarla doldurmaya çalışıyorum. Hep bi boşluk var biryerlerde.

Bu vaziyet bir süre daha devam eder. Ne kadar sürer bilmem. Yakın zamanda bir son vereceğimi umuyorum şimdilik,yoksa dünyaya dönmek zor olacak.

4 Mayıs 2013 Cumartesi

Mazur görün

Durdurun şimdi herşeyi,bu akşam yazmak istiyorum en baştan. Yeniden başlamak istiyorum herşeye. Yeniden heyecanlanmak istiyorum şuraya birşeyler yazarken. Kadınlardan başlamak istiyorum...Kendimle hesaplaşmak.

Doğru olanın peşinden koştum sadece. Ama kahpelik istediniz benden hep. Veremedim. Özür diliyorum sizden. İstediğiniz gibi birisi olamadım. Saçlarımı 3 numaraya vuramadım. Sakallarım kirli olmadı hiç. Hep en uçtaydım. Sigara,cüzdan,cep telefonu,araba anahtarı 3lüsüyle gezemedim bir türlü. Spor salonlarına gidip,ertesi gün kasıla kasıla okula gelemedim mesela. Her hafta alışveriş yapamadım. Haftanın her günü farklı bir kıyafet giymedim. Sırtımdan çantamı çıkartamadım. Kalemlerimde hep çantamdaydı. Yaz tatillerinde planlar yapamadım. ''Hadi Olimpos'a gidelim'' diyemedim. Kusana kadar alkol alamadım. Sevgilime ''nerdesin,kiminlesin,yanında ki kimdi'' diye baskı kurmadım. Kalbinizi kıramadım mesela. Ağzınıza sıçamadım. Süründüremedim. Biliyorum bunları istediniz hep benden ama yapamadım. Siz benden başka adam olmamı istediniz...Kusura bakmayın olamadım. Tüm suç bende. Hayatıma sokamadım sevdiğim kadınları mesela. Doyasıya tadını çıkaramadım sevgili olmanın tarifsiz heyecanını...

Hiç birini inkar etmiyorum. İşte 5 senede ben buydum. Daha fazla karşı gelemem sanırım. Herşeye,herkese rağmen güzel şeylerdi.

Okul bitince herşeye en baştan başlayacağım. Beni hep yukarıda yazdığım gibi tanıyın ama... Bu yeni halime ben bile alışamayabilirim.

Selametle.

7 Nisan 2013 Pazar

Depresyonda değilim. Sadece kafamın içindekilerini örgütleyemiyorum. Buraya bile yazamıyorum. Yapmam gerekenleri yapamıyorum. Projemi yönetemiyorum. Projemi ilerletemiyorum. Haketmediğim tepkiler alıyorum. Tüm bunları açıklayamıyorum. İnsanlara bu durumu izah edemiyorum. Kimse dinlemiyor zaten. Bakma aslında,kimse ilgilenmek istemiyorum. Fark ettimde,ben artık yazamıyorum. Ben bu değildim ki? Cidden ne oldu bana?

29 Ocak 2013 Salı

4 senedir hiç mi eksilmez?

İlk gün ki gibi,eksiksiz,hala canlı...

16 Ocak 2013 Çarşamba

Düşün,düşün boktur işin!

Tüm sorunun nerede olduğunu çözdüm!
Benim neden matematikle aramın iyi olmadığını,neden müzisyen olamadığımı,böyle yarı boş olduğumu...

Rasyonalite.

Çocukluğumuzdan itibaren ''rasyonalite''yi bize öğretselerdi,belkide bu kadar problemler denizinde yüzmezdik ben ve diğer problemli arkadaşlarım. Sorunların,olayların akılcı yönden çözülmesi gerektiği  hiç anlatılmadı. Haklısınız,bende bu yetiyi edinemedim küçük kafam ile.

Noldu? Kafam mı büyüdü? Hayır. İnsanlar tanıdım sadece. Karşındakini sadece insan olarak gören insanlar.

Akılcı davranmanın gideceği yollardan biride ''din'' olduğu için,bu yol hiç bir zaman bize gösterilmedi. Suçlamak mı? Asla. Dogmatik bir sistemden bahsediyoruz,eyvallah. Esasında kafalar değişti yıllar geçtikçe. İnandığımız dinler bile akılcı olarak yorumlanmaya çalışılıyor. Çünkü insanlar düşünüyor artık. Düşünmek artık korkutmuyor kimseyi.

Ama bahsettiğim bu konuda çok uçlarda gezmemek lazım bazen. Grilerimizde olmalı çoğu zaman. Mesela,aşkı rasyonel bir ifadeyle yorumlayamazsınız. Çünkü çok bilinmeyenli bir denklem.

Akılcı olmak güzeldir,bokunu çıkarmadıkça. Boşuna dememişler,düşün düşün boktur işin!!!

Dikkat bozukluğum var,evet! Benim suçum değil!